Fi Çi Pi blogum da yazmadığım ama okuduğum kitaplar. Yazmamış olabilirim ama gerçekten beğenmiştim. Bu nedenle üçlemenin dizi olacağını duyduğumda çok sevindim. Özellikle bölümlerin

60 dakika olacağını ve sadece 13 bölümden oluşacağını duyunca çok daha fazla sevindim. Üstelik bir internet dizisi olacak. Baş rollerinde ise Serenay Sarıkaya, Berrak Tüzünataç, Ozan Güven ve Mehmet Günsür oynuyor.

Yeni yılın ilk aylarında izleyiciyle buluşacağı söyleniyor. Umarım öyle olur. İlk fotoğraf çekimleri yapıldı ve çekimlerine yakın bir zaman da başlanır diye düşünüyorum.
Tv ve dizilerle arası hiç bir zaman iyi olmamış biri olarak bu diziyi merakla bekliyorum. Özellikle 60 dakika olması 13.bölümden oluşacak olması beni çok  heyecanlandırdı. Bölüm olarak da dakika olarak da uzun diziler hiç bana göre değil çünkü. Bir an önce başlasın da biz de izleyelim. 😉

YAZAR: Ruth Ozeki

2016 yılı konu kitaplarsa benim için çok iyi geçti. Çok fazla yazar ve kitap keşfetmeyi başarmışım. Blog yazmaya başlamadan öncede iyi bir kitap okuyucusuydum ama blog yazarken daha fazla düşündüğümü ve okuduğum kitaplarda küçük ayrıntılara dahi dikkat ettiğimi fark ettim. Belki de bu nedenle bu sene benim için çok daha iyi geçti.
Bu yazımda ise sene içerisinde en çok beğendiğim kitaplara yer vermek istiyorum. Bakalım bu sene benim için nasıl geçmiş.

Kırmızı Saçlı Kadın Orhan Pamuk
Orhan Pamuk tarafından yazılan ve çok ilgi gören Kırmızı Saçlı Kadın benim de en sevdiğim kitaplarından biri oldu. Kitabı ayrıntılı bir şekilde anlatmayacağım burada ama karakterleri çok sevmiştim. Kurgusu da beni çok etkilemişti. Orhan Pamuk her kitabında olduğu gibi bu kitabında da uzun uzun düşündürüyor bizi ve uzun uzun tartışıyor okuruyla.  Bu kitabında eski hikayelere, unutulmuş mesleklere yer veriyor. Bir çok kişi okudu bu kitabı ama okumayanlardansanız mutlaka okuyun.

Sputnik Sevgilim, Sahilde Kafka  Haruki Murakami
Haruki Murakami en sevdiğim yazarlardan. Supitnik Sevgilim ilk olarak 1999 yılında yazılmış. Ancak dilimize ilk defa bu yıl çevrildi. Sputnik Sevgilim üç kişilik bir aşkı konu alıyor. Ancak Haruki Murakami okuyanlar bilir, alıştığımız aşk hikayelerine çok fazla benzemiyor.

Yazarın sevdiğim en iyi kitabı ise Sahilde Kafka. Bir çok okuyucu da bu konuda benle aynı fikirdedir diye düşünüyorum. Baştan sona simge ve metaforlardan oluşan bir kitap, üstelik hikayesiyle, kurgusuyla da okuyucuyu içine çekiyor.

Yabancı Albert Camus
Özellikle hapishane ve idam cezası sahneleri beni çok etkilemişti. Kahramanın kabullenmiş, umursamaz tavırları ve kitabın kurgusu da aynı şekilde.

Dönüşüm Franz Kafka
Okumak için çok geç kalmışım dediklerimden. Toplum tarafından dışlanan bir karakterin hikayesi denilebilir. Bir böceğe dönüşmesi, sonrasında dışlanmaya ve unutulmaya mahkum edilmesine rağmen yaşama devam etme çabası beni çok etkilemişti. Üstelik kişi tahlilleri de çok iyiydi.

Satranç Stefan Zweıg
Satranç oyunu etrafında dönen bir hikaye gibi gözükse de aslında Hitleri ve o dönemde çöken Avrupayı temsil eden iki karakter de beni çok etkilemişti. Özellikle karakterlerden birinin lüks bir otelde hapis tutulması ve yaşadıkları çok iyi anlatılmıştı. Karakterler, Kurgu ve dönemin yansıtılma şekli çok güzel yapılmıştı. Kısacası kesinlikle okuyun dediğim kitaplardan. Üstelikte yazarın bu kitabı yazdıktan kısa bir süre sonra intihar etmiş olması bu kitaba çok anlam yüklememe neden olmuştu.

Şeker Portakalı
Şeker Portakalı aslında çok uzun yıllar önce okuduğum bir kitaptı ancak yıl içerisinde tekrar okuduğuma göre bu listede olabilir diye düşündüm. Zeze karakteri yaşadıklarıyla okuyucuyu bir çok yönüyle etkileyebilecek bir karakter. Okurken bazen sizi gülümsetecek, bazen ise gözlerinizden yaşlar akmasına engel olamayacaksınız.

Olasılıksız Adam Fawer
Ön yargılarla başladığım ama kurgusuna hayran kaldığım bir kitap. Kalın olmasına rağmen bitirmeden bırakamayacağınız bir akıcılığa sahip. Çok fazla bilim kurgu romanlarından hoşlanmayan biri olarak mutlaka okuyun diyorum.

Uğultulu Tepeler
Uğultulu Tepeler aslında zor bir kitap. Bazen okumakta, bazen anlamakta zorlanabiliyorsunuz. Buna rağmen benim en sevdiğim kitaplardan oldu. Hırs, nefret, aşk ve intikam hikayesi olduğunu söyleyebilirim. Özellikle dili çok iyi olan bir kitap ve yazarın yazdığı ilk ve son kitap.

Cesur Yeni Dünya Aldous Huxley
Cesur Yeni Dünya yazıldığı dönemi düşündüğümde kusursuz gelen bir Distopya gibi gelmiştir. Okurken 1932 yılında basıldığı unutmadan, kurduğu dünyanın etkisine girmelisiniz.

Listeye eklemek istediğim daha çok kitap var ancak çok uzatmadan bitiriyorum. 2016 da olmasa da 2017 de okumak için önerebileceğiniz kitap varsa önerileri alabilirim.😉😍

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen Aylak Adam Yusuf Atılgan tarafından yazılmış önemli eserlerinden biridir. Yusuf Atılgan yazdığı iki eserle önemli yazarlar arasında sayılmaktadır.
1959 yılında yazılmış olan Aylak Adam, ''C'' olarak isimlendirilen bir aylağın hayatını anlatmaktadır. ''C'' içerisinde yaşadığı toplumla bağlarını koparmış, topluma yabancılaşmış bir adam olarak çıkmaktadır karşımıza. Aylak Adam dört mevsimlik süre içinde geçmektedir. Kış, ilkyaz, yaz ve güz olarak dört ayrı bölüme ayrılmıştır.

Babasından kalan yüklü miktarda mirasa sahip olan ve geçimini bu mirasla sağlayan ''C'' babasına benzemekten çok korkmakta ve onun gibi olmamak için elinden geleni yapmaktadır. Oldukça varlıklı olan bu genç adam hiç bir iş yapmadan sadece zamanını geçirebileceği günlük işler yapmaktadır. Zamanının neredeyse tamamını yürüyüş yaparak, içerek, kitap okuyarak ve tablo satın alarak geçirmektedir. Farklı bir adam olan ''C' tek bir kadını aramaktadır. Hayatına giren kadınlarda, aradığı kadını bulmak istemektedir. Bulmasının imkansız olduğunu düşünse de aramaktan vazgeçmemiştir.

''C'' toplum ve düzene karşı eleştirel yaklaşan bir karakterdir. Eli paketliler olarak adlandırdığı kesim  ve evliliğe olan ön yargıları örnek gösterilebilir. Toplumu ve düzeni eleştirmesine rağmen bir çözüm bulmak çabası içine de girmemektedir. Çok ilginç bir karakter olan ''C' örnek vermek gerekirse bir pastanenin sürekli müşterisi olmak istememektedir. Yada uzun süre aynı restoranda yemek yememektedir. Birine veya bir yere alışmak istememekte, bir anlam kazanmalarına izin vermemektedir.

Karakterin vurgulanan bazı takıntıları da hikayenin en önemli yerlerini oluşturmaktadır. Bıyık bırakmak istememesi, bacaklara dokunamaması, kulaklara olan takıntısı örnek gösterilebilir. Bu takıntıların tamamı Zehra teyzesi ve babasıyla yaşadığı dönemde babası ve teyzesinin birlikte olduğunu öğrenmesi,  babasına duyduğu nefretin her geçen gün artmasından sonra oluşmuştur.
Çocukluğunda Zehra teyzesine olan düşkünlüğü sonrasında hayatına giren kadınlarda ona olan benzerlikler aramasına neden olmuştur. Güler ve Şaşı kadın buna örnek gösterilebilir. Kitaptaki diğer önemli bir karakter Ayşedir. Ayşe kimseyle paylaşmadığı anılarını dahi paylaştığı kişi olarak çıkmaktadır karşımıza ve sevgilisidir.

İstanbul'da geçen hikayede meyhaneler, sinemalar, dükkanlar, sahil kenarları, caddeler, tramvaylar ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Hikaye ağırlıklı olarak bu mekanlarda geçmektedir ve ''C'' aradığı kadını bulabilme ihtimaliyle bir kaç defa karşılaşmıştır. Yusuf Atılgan bu kadına ''B'' demektedir. İlk olarak bir tramvayda, sonrasında katılmadığı bir yemek davetinde ve kitabın son sayfalarında tanışabilme fırsatı bulmuştur.

 Özellikle anlatım dili, benzetmeleri ve gözlemleriyle dikkat çekmekte olan eserlerden Aylak Adam. Yazarın bazı bölümlerde parantez içinde kendi düşüncelerine yer vermesi ve kadın karakter tarafından yazılan mektupların etkisiyle de uzun süre unutulmayacak eserlerden.

Sizde kendinizi  B.yi ararken bulabilir, C.yi anlamakta zorlanabilirsiniz. Umarım benim kadar seversiniz karakterleri ve kitabı 😄 ve uzun süre etkisinden kurtulamazsınız. Şimdiden iyi okumalar.

Markopaşa Yazıları ve Ötekiler, Sabahattin Ali'nin Markopaşa, Merhumpaşa, Malumpaşa ve Ali baba gibi dergilerde yazdığı yazılardan oluşmaktadır.

Kitap Hikmet Altınkaynak tarafından farklı baskılarda yazılmış dört Ön Söz ile başlamaktadır. Sonrasında Sabahattin Ali'nin hayat hikayesine ve Anket Yanıtları ve Konuşmalara yer verilmiştir. Ön Söz, Hayat Hikayesi, Anket Yanıtları ve Konuşmaları ilk 60 sayfada yer almaktadır.

Sabahattin Ali özellikle öldürülmesindeki sır perdesi nedeniyle dikkat çeken bir yazardır. Neden öldürüldüğü ve nasıl bir cinayete kurban gittiği tam olarak kanıtlanamamış olsa da dergi ve gazetelerde yazdığı yazılar ve kitapları ölüm sebebini açıklar niteliktedir. Sabahattin Ali düşünceleri ve yazdığı yazılar nedeniyle öldürülmüştür.

Sabahatin Ali'nin günümüzde bilinen en önemli eseri Kürk Mantolu Madonna'dır. Sonrasında Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan gibi kitapları gelmektedir. Ancak bu kitaplara bakıldığı zaman yazarın neden cinayete kurban gittiğine çok anlaşılmayabilir.

Markopaşa Yazıları ve Ötekiler yazarın çeşitli dergiler ve diğer mecralarda yazdığı özellikle siyasi yazılardan oluşmaktadır ve Hikmet Altınkaynak tarafından bir araya getirilmiştir. Bu kitabın içinde yer alan yazılar aslında yazarın neden öldürüldüğünü kanıtlar niteliktedir.

Aynı zaman da yayınlandığı dergi ve yazıldığı tarih bilgileri de yazılarda yer almaktadır. Markopaşa Yazıları ve Ötekiler toplamda 226 sayfadan oluşmaktadır.

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna, Sırça Köşk ve Kuyucaklı Yusuf kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.

5 Sevgi Dili bir arkadaşımın bana okumam için verdiği bir kitaptı. Arkadaşım her fırsatta bana bu kitabı çok sevdiğini söylüyor.  Böylesine çok sevdiği için benim de her geçen gün merakımın artmasına neden oluyordu. Bende ilk fırsatta kitabı okuma fırsatı bulmuş oldum böylece.

Öncelikle 5 Sevgi Dili bir kişisel gelişim kitabı tarzında. İsmine bakıldığı zaman anlaşılıyor olmalı. Ben ise kişisel gelişim kitaplarından hiç hoşlanmayan biriyim. Kişisel gelişim kitabı okuyorsam sayfaları atlayarak zor bitirim o kitabı. 5 Sevgi Dili de benim sayfaları atlayarak bitirdiğim bir kitap oldu. Ancak bu kitabın kötü olduğu anlamına gelmemeli. Tek sorun benim kişisel gelişim kitaplarından hoşlanmamam ve birine değil, hepsine aynı muameleyi yapıyor olmam.

5 Sevgi Dili içinde çok güzel tespitlerin ve ifadelerin olduğu bir kitap. Aslında hepimizin bildiği veya bildiğini zannettiği bir ifade olan sevgiyi konu ediyor. Dr.Chapman tarafından yazılan kitap, sevgi dillerini 5 başlık altında topluyor. Yazar bu kitapta sevgi dili ve sevdiğiniz kişiye olan davranışların düzeltildiği taktirde ilişkilerin iyi yönde nasıl değişeceğini anlatıyor. Kitabın yazarı Amerika da uzun yıllardır evlilik danışmanlığı yapıyor. Aynı zaman da dünyanın bir çok yerine gidiyor ve araştırmalar yapıyor. Bu süre boyunca aslında insanların 5 farklı şekilde sevgilerini ifade ettiklerini anlıyor.

Çiftlerin sevgi dillerini birbirinden farklı ise ve birbirlerini anlamıyorlarsa ilişkiler çıkmaza sürükleniyor ve evlilikler son buluyor. 5 Sevgi Dili bu sorunları çözmenize yardımcı olmayı amaçlayan bir kitap. İnsanlar sevgilerini farklı yollarla ifade edebilirler ve bazen onları anlamak imkansız gibi gelebilir. Yazara göre özellikle ikili ilişkilerde kişiler sevgiyi çok farklı şekillerde ifade ediyorlar. Yazar da bu ifadelerden 5 sevgi dilini belirliyor.

1-Onay Sözleri
2-Nitelikli Beraberlik
3-Armağan Alma
3-Hizmet Davranışları
4-Fiziksel Temas

Hiç kuşkusuz herkes için sevginin anlamı karşındaki kişiyi mutlu etmek ve mutlu etmek için elinden geleni yapmaktır. Ancak kişileri neyin mutlu edeceğini anlayabilmek zaman isteyen bir iştir. Tamda böyle bir durumda rahatlıkla okunabilecek bir kitap.
Kitap da gerçek hikayelere yer verilmiş olması ve birçok çiftin aslında başına gelen şeylerin anlatılması hiç sıkılmadan belki de sizin de başınıza gelen olayları çözümlemenize olanak veriyor. Kitap ilk olarak evliliğin tanımını yaparak başlıyor, sonrasında ise 5 farklı Sevgi Dilini hikayelerle anlatarak devam ediyor.

5 Sevgi Dili benim bildiğim kadarıyla yeni basımları yapılmayan bir kitaptı. Ancak Koridor Yayıncılık tarafından yapılıyormuş. Bu nedenle kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz diye düşünüyorum.

Söylediğim gibi ben kişisel gelişim kitaplarını seven veya okuyabilen biri değilim. Üstelik kesinlikle satın da almam ve kütüphanemde de yok denecek kadar azdır kişisel gelişim kitapları. Sadece sevdiğim arkadaşlarım okumam için ısrar ederlerse belki okumayı tercih edebilirim. 😂 Siz bu tarz kitaplardan hoşlanıyorsanız. Kesinlikle öneriyorum. Mutlaka okuyun.

Blogumda daha öncesinde Serdar Özkan'a ait üç kitabına yer vermiştim. Hayatın Işıkları Yanınca okuduğum dördünce kitabı oldu. Okuduğum kitaplarının tamamında kararsız kaldığımı söylemeliyim. Sevmedim diyemem. Tuhaf bir şekilde beni kendisine çekti kitapları. Bu üç kitabına da blogum da yer verdiğimde iyi ve kötü bir çok yorum aldım ancak bir çok kişi eserlerinin söylendiği kadar iyi olmadığını düşünüyor. En azından bana gelen yorumlar bu şekilde oldu. O yorumları okuduğumda hak veriyor olsam da. Ben seviyorum Serdar Özkan kitaplarını.



Söylendiği kadar kötü olduğunu düşünmüyorum. Bununla birlikte mükemmel de diyemem. Yani söylendiği kadar. Tam aradayım. Belki bu nedenle okumaya devam ediyorum. Doğrusu sürekli olarak karşıma çıkıyor kitapları ve birde bakıyorum okumaya başlamışım.

Hayatın Işıkları Yanınca bir çocukla, bir yunusun dostlukları etrafında dönüyor. İlk olarak yaşlı bir adamın sokakta, çocuklara anlattığı hikaye ile başlıyor kitap. Sonrasında ölümsüzlerin hikayesini öğreniyoruz. Ölüm Meleği ile karşılaşmalarını. Mutluluk, Güzellik, Zenginlik, Güç ve Akıl onlardan sadece bir kaçı. Kitap da adı geçen karakterlerin tamamı masalsı, olağan üstü karakterler.

Bu Serdar Özkan kitabını ayrıntılı bir şekilde anlatmayı düşünmüyorum. Onun kitaplarını okuyan her okuyucu onun tarzını az çok biliyordur. Yazar bana göre hayal gücünü sonuna kadar kullanıyor. Hayal ettiklerini öyle bir dille yazıyor ki bazen gerçekte öyle bir dünya olduğuna inandırıyor.

Serdar Özkan kitapları büyüklere masal tadında. Her kitabı masalsı bir anlatıma sahip ve biraz efsanevi, biraz da felsefi. Yazarın bu tarzıyla birlikte sürekli kendisini tekrarladığını düşünebilirsiniz. Bu düşünce biraz bana polisiye tarzında kitaplar yazan bir yazara neden sürekli bu tarzda kitaplar yazdığını sormak gibi geliyor. Anlatabildim mi bilemiyorum. Yani diyorum ki adam büyüklere masal yazmayı seviyor.

Hayatın Işıkları Yanınca, Altın Kitaplar tarafından çıkartılmış, 205 sayfalık bir kitap. Öncesinde blogum da yer verdiğim Kayıp Gül, Kayıp Gül2 ve Aşkın Resmi kitaplarına burada ulaşabilirsiniz.